Dijital Reklam Yeni Trendlerle Buluşuyor

Dijital reklam nasıl oluştu diye soracak olursak; İçinde bulunduğumuz çağın gerekliliğinden dolayı reklam sektörü de dijitalleşmek durumunda kaldı.

Aslında ”İnsanlar nereye, reklam oraya” gibi bir durum söz konusu oldu. Elbette bu durum çok farklı mecralar ve alternatifler yaratmış oldu.

Dijital reklam son dönemlerde birkaç konuyu çok fazla dikkate alıyor.

• Hayatımıza giren yeni ekranlar ve sanal gerçeklik teknolojileri yeni mecralar yaratıyor

Smart TV’ler, sesli asistanlar, giyilebilir teknolojiler gün geçtikçe hayatımıza daha çok girmeye başladı. Bu durumla birlikte internete, dolayısıyla dijital reklam potansiyeline daha müsait bir hale geliyoruz. Reklamcılar, son tüketicinin günlük hayatına daha fazla dahil olunmasıyla bu mecralara yönelik yeni reklam fikirleri düşünmeye koyuldular.

• Mecraların egemenliği hala Google ve Facebook’ta

%66’lık ezici bir üstünlükle dijital reklam bütçeleri Google, Facebook, Youtube ve Instagram üzerinde harcanıyor. Kullanıcı potansiyelinin yanında, anahtar kelimeler üzerinden sağlanabilen hedeflemelerle, yapılan harcamanın sadece hedefe yönelmesi gerçekten çok büyük bir avantaj. Reklamcılar da bu avantajı kullanmaktan geri kalmayı düşünmüyor gibiler. Twitter, Snapchat, LinkedIn ve Pinterest mecralarında ise harcamalar toplamda %10 civarında.

• Reklamlar veriye göre organize ediliyor

Artık reklamlar veri göz önünde bulundurulmadan planlanmıyor. Bu verilerin takibiyse 3 farklı yöntemle gerçekleşiyor. Demografik veri, online veri ve CRM verisi. Bu takibi sağlayan kaynakların sayısıysa her geçen gün artmakta. Reklamcılarla birlikte artık firmalar da kendi verisini tutmaya çalışıyor.

• Pazarlamayla reklam entegre bir hale geliyor

Kuzey Amerika’dan çıkan bu yeni akım daha entegre bir pazarlama potansiyeli oluşturuyor. Veriye ve gözleme daha doğrusu son dönemlerde sıkça duyduğumuz iç görüye odaklı reklamlarla hızlı değişen tüketim alışkanlıklarına hızlı tepkiler gösterilebiliyor.

Tüm bu gelişmeler ekseninde dijital reklam, reklamdan farklı bir noktaya gitmeye başladı diyebiliriz. Artık çok bağıran reklamlardan ziyade zekice kurgulanmış, tüketicinin günlük hayattaki gerçek bir sorununa nokta atışları yapan kampanyalarla ilerleniyor. Böylesi bir durumda da işin içine daha çok senaryo, daha çok reklama benzemeyen reklamlar giriyor. Aslında olayın gittiği yer reklamın hikayeleştirilmesi diyebiliriz. İçerik yönetiminin öneminin böylesi uç bir noktaya gelmesi de bundan kaynaklı diyebiliriz. İçinde hikaye barındıran bir slogan iyi bir sahneye, iyi bir sahne iyi bir senaryoya, iyi bir senaryo da sürdürülebilir bir marka kampanyasına dönüşüyor. Marka tüketicisine sunduğu hizmetin yanında onu ayrıca kendi hikayesinin içinde tutmuş oluyor. Marka sadakati de bu şekilde sağlanıyor.

İç görüyle planlanmış dijital reklam kampanyaları için bize buradan ulaşabilirsiniz.

Bununla birlikte daha fazla makaleye ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.