Branding İngilizce’de markalama anlamına gelmektedir ve kökleri çok eskiye dayanmaktadır. Ta Amerikalı sığır yetiştiricilerine kadar. Peki doğru markalama nasıl olmalıdır?
Amerikalı sığır yetiştiricileri kendilerine ait olan sürüyü damgalayarak hangi hayvanın kime ait olduğunu anlayabilmek adına sığırlara kızgın demirle kendi motiflerini dağlamışlardır. ‘Branding’in enteresan hikayesi buraya dayanmaktadır. Günümüzdeki stratejik önemiyse elbette çok daha karmaşıktır.
Bir markanın belirli yatırım koşullarını ve iyi bir yönetim ekibini arkasına aldıktan sonra ihtiyaç duyacağı şey: Doğru Markalama
Bu imaj tekil olarak piyasaya göstereceği yüzüdür. İşte bu marka; bir fikre, bir amaca ve belirli diğer bir takım konulara hizmet etmek zorundadır. Aksi halde fazla uzun bir ömrü maalesef olamayacaktır. Bu koşulları sağlarken izlenen yol haritası da branding (markalama) aşamasıdır. Stratejinin oluşturulmasından müşteriyle gerçekleşecek münasebete kadar ”doğru markalama”da, her bir öğenin hizmet edeceği tek bir nokta olmalıdır. Bunun sonucu olarak da markanızın karakteristiği yavaş yavaş oturacaktır.
Buna en yakın ve en güçlü örneklerden biri olarak Nusr-et’i verebiliriz. ‘’Salt Bae’’ hareketiyle kendisine bütün dünya çapında inanılmaz bir branding değeri katmıştır. Bunlar her ne kadar kabul edilmek istenmese de Nusr-et markasının arkasında inanılmaz bir PR desteği mevcuttur. Çektiği konuşmasız kısa Instagram videolarıyla da sadece işine odaklanmış bir profesyonel imajı vermeyi amaçlamaktadır. İşte tüm bu ayrıntılar branding dediğimiz kavramın çok ince düşünülmüş öğeleridir. Size o yemeği aşağı yukarı aynı kalitede sunabilecek daha uygun alternatifler elbette ki vardır. Peki siz sadece o eti yemek için mi oraya gideceksiniz, yoksa Nusr-et’in herhangi bir restoranında ben de bulundum diye bir snap veya hikaye asıl derdiniz midir?
İşte bu kusursuz bir branding’in karşılığıdır.
Artık marka kendi reklamını yapmaya ihtiyaç duymaz. İnsanlar o marka yerine oranın reklamını yapmaya başlayacaklardır. Bir markanın pazarlaması adına ulaşılabileceği en top nokta işte burasıdır. Bu noktadan sonra çok büyük bir skandala karışmadığınız ve imajınızı yerle bir etmediğiniz sürece işleriniz gayet güzel ilerleyecektir. Tabii ki o konuda da tetikte kalmakta her zaman fayda vardır. Çünkü öyle bir noktadan sonra da bu tarz kriz riskleriniz mevcut olacaktır. Kısaca riskler her zaman mevcut olacaktır.
Tüm bu süreçlerde sizi başarıyla destekleyecek bir yol arkadaşına ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız bu konuda sizlere yardımcı olabileceğimizi hatırlatmak isteriz.
Buna benzer daha fazla yazıya buradan ulaşabilirsiniz.